
Başkomser Nevzat, çizgi roman sayfalarında iki yıl önce başladığı maceralarının ikincisiyle, gecikmeli de olsa karşımızda. Ahmet Ümit ve İsmail Gülgeç imzalı “Tapınak Fahişeleri”, kadınları kullanarak güç sahibi kişilere şantaj yapan bir tarikatı anlatıyor. Sürükleyici polisiyede sayfaları çevirirken tanıdık yüzlerle karşılaşacaksınız.
Ahmet Ümit
f o t o ğ r a f : E y ü p T a t l ı p ı n a r
Başkomser Nevzat bu kez tarikatçıların peşinde
Güzel kadınların ve yakışıklı erkeklerin ancak figüran olabildikleri sürükleyici bir macera; zengin tarikatlar, marjinal ilişkiler, şantajlar, cinayetler… Ve tabii başrolde kırlaşmış saçları, hayatın anlamını çoktan çözmüş edasıyla polisten çok güngörmüş bir bilgeyi andıran, hiç gecikmeden olay mahallinde biten ünlü Başkomser Nevzat…
İki yıl önce “Çiçekçinin Ölümü” macerasıyla çizgi roman sayfalarında cinayetten cinayete koşturan Komser Nevzat ikinci macerasıyla nihayet yeniden karşımızda. “Nihayet” diyorum, çünkü “Tapınak Fahişeleri” adlı ikinci maceranın aylar öncesinden çıkması planlanıyordu. İlk macerayı yayınlayan Doğan Kitap, ikinci albümün çizgilerinde “erkek uzvu” göründüğü için kitabı basmaktan vazgeçince planlar suya düşmüş, yeni bir yayınevi bulunmuştu. Fakat kitap henüz piyasaya çıkmadan, hatta basılmamışken bu sefer Muzır Kurulu’nun sansürüne takılmış ve bir iki karenin kaldırılması gibi kimi “küçük” değişikliklere gidilmişti. İşte “Tapınak Fahişeleri”, Türkiye koşullarını düşünürsek pek çok kişi için hiç de esrarengiz ve garip olmayan bu çileli olaylar zincirinin ardından Güncel Yayıncılık’tan poşetsiz olarak çıktı.
Diyeceksiniz ki “peki basılmamış kitap sansüre nasıl takılır?” Bilenler vardır mutlaka ama esrar perdesini herkes adına aralamak için burada bir parantez açıp, matbaaların nahoş bir sürprizle karşılaşmamak amacıyla basımdan önce kitapların filmlerini emniyete gönderdiğini belirtelim.
Komser Nevzat karakterinin yaratıcısı; “Türkiye gibi zekadan yoksun cinayetlerin işlendiği, işkenceyle ifadelerin alındığı bir yerden polisiye yazarı çıkmaz” tartışmaları arasında kaleme aldığı “Patasana”, “Sis ve Gece”, “Kavim” gibi sürükleyici polisiye romanlarıyla geniş bir okur kitlesi kazanan Ahmet Ümit. Çizeri ise yine bir başka tanınmış isim olan İsmail Gülgeç.
TÜRKİYE’NİN TARİKAT GERÇEĞİ
Ahmet Ümit, Başkomser Nevzat aracılığıyla bu kez “Türkiye’nin tarikat gerçeği”ne değiniyor: Mankenlerin ve ünlü ailelerin çocuklarının da içinde bulunduğu bir tarikat vardır. Güzel kadınları etkileyerek, kandırarak ya da tehdit ederek kendine çeken tarikat, bu güzel kadınları din adına zengin ve güçlü kişilerle birlikte olmaya zorlayıp filme kaydeder. Amaç şantaj yoluyla para ve güç kazanmaktır. Fakat tarikat bir gün sert kayaya çarpınca kan gövdeyi götürecek, olayları çözmekse yine Başkomser Nevzat’a düşecektir.
Her ne kadar Ümit, “çizgi romanda Türkiye’deki herhangi bir tarikatı bire bir kullanmadık” dese de hikaye ister istemez Türkiye’deki bir grubu akıllara getiriyor. Evrim teorisi karşıtı yayınlarının yanı sıra hakkında açılan tehdit davalarıyla da gündeme gelen tarikatı, sayfalarını çevirdikçe karşınıza “gözünüzü bir yerden ısıran” yüzlerin çıkacağı bu çizgi romandan mutlaka tanıyacaksınız.
Fıkralara konu olan bir “çok satma” formülü vardır; kitabın çok satılması için biraz gizem, biraz tarih, biraz erotizm, biraz da din içermesi gerekir. Ama Ümit’in böyle bir hikaye anlatmayı seçmesinin nedeni bu basit formül değil tabii ki.
“Bu hikaye nasıl ortaya çıktı” diye sorunca, beş yıl önce bir arkadaşının başından geçeni anlatıyor Ümit: “Arkadaşım tarikatlardan birinin müridi olan yakışıklı bir adama aşık olmuş. Başlangıçta tereddüt etse de modern biri olduğuna ikna olunca rahatlamış biraz. Beraber olacakları bir gün aşık olduğu adamın lüks dairesine gittiklerinde içeride başka bir adamın da bulunduğunu görmüş. ‘Bu kim’ diye sorduğunda adamdan, ‘benimle birlikte olmak istiyorsan önce onunla beraber olmalısın’ cevabını duyunca şoke olup apar topar evden kaçmış.” Ümit bu olayı dinledikten hemen sonra yazmak istemiş ve “Tapınak Fahişeleri” de böylece ortaya çıkmış.
MACERA TV’DE VE SİNEMADA SÜRECEK
Ümit, Başkomser Nevzat maceralarına gösterilen ilgiden memnun. Üçüncü kitabın konusunu belirlemiş bile, ilkinde olduğu gibi tekrar Beyoğlu’nun arka sokakları bekliyor Başkomserimizi. Fakat yine de üçüncü kitabın çıkmasını “Tapınak Fahişeleri”nin satış rakamları belirleyecek.
Başkomser Nevzat’ı önümüzdeki dönemde ayrıca televizyon ekranında da izleyebileceğiz. Aslında kendisinin maceraları daha önce “Karanlıkta Koşanlar” ve “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” dizileriyle ekranlara konuk olmuştu. Bu kez ise Eylül ayından itibaren atv’de “Kanun Namına” adıyla gösterilecek. Komser Nevzat’ı Altan Erkekli, yardımcılarından Ali’yi Hamit Tekin ve Ayşe’yi de Ece Sükan canlandıracak. Başkomser’in kahramanı olduğu Kavim romanı ise önümüzdeki yıl Plato Film tarafından sinemaya uyarlanacak.
MAHKEME TUTANAKLARINDA BENZER OLAYLARLA KARŞILAŞABİLİRSİNİZ
Tapınak Fahişeleri'nde anlatılanların gerçek kişiler ve olaylarla ilgisi var mıdır?
Aslında biz bu hikayede belli bir tarikatı birebir ele almadık. Ama tabii belli bir grubu çağrıştırıyorsa bu onların vukuatlarının, onlara açılan davaların çok olmasından ve kamuoyunun yakından takip etmesindendir. Gerçek hayatta yaşanıyor böyle şeyler, mahkeme tutanaklarında bu çizgi romanda anlatılanlara benzer olaylarla karşılaşabilirsiniz.
Bu tarikatlar yaygın ve güçlü mü acaba Türkiye’de?
Türkiye’de insanların çoğu tarikat üyesidir aslında. Fakat bu çizgi romanda anlatılan tarikat bildiğimiz geleneksel tarikatlardan değil. Modern bir görünümü var, hitap ettiği zengin kesimden güç alıyor ve gücünü arttırmak için de örneğin kadınları zorla kullanarak belli kişilere şantaj yapmak gibi her türlü gayrimeşru yolu kullanıyor.
Yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada, özellikle de gelişmiş ülkelerde var bu tür tarikatlar. Belli bir refah düzeyi yaşanan ülkelerde bencil ve yalnız insanın yaşadığı çaresizliği, ruhsal boşluğu sömürerek yaygınlaşıyorlar. Türkiye’dekiler geleneksel tarikatların etkinliği nedeniyle çok güçlenemezler ama Amerika, Japonya gibi ülkelerde çok güçlü tarikatlar var.
Türkiye’dekilerin dünyadaki bu büyük tarikatlarla ilişkisi var mı?
Tabii bu işlerin belgelerine ulaşamayız ama büyük paralar dönüyor, örneğin evrim teorisine karşı basılıp dağıtılan kitaplar için önemli bir kaynak gerekir, bu kaynakların, zenginliğin nerelerden sağlandığı belli değil. Ama örneğin Amerika’daki Evangelistleri bilirsiniz, Bush’un da desteklediği, Darwin’in evrim teorisine karşı çıkmalarıyla tanınmış tarikat. Bu tarikatın gelişmekte olan ülkelerde etkisini arttırmak için büyük bir bütçe ayırdığı bilinir.
Aralık 2007/ Akşam-Bruch
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder